5 Haziran 2014 Perşembe

Katılımcı demokrasi, Özyönetim, Özerklik, Federasyon, Hiyerarşi - tanımlar



Katılımcı Demokrasi

Kararların tüm topluluğun katılımı ile alınması ve katılımın teşvik edildiği ortamlar temel ideallerimiz. Sorun bunun için ne tür mekanizmalara ihtiyacımız var? Hangi mekanizmalar bizlere daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük, daha fazla öz yönetim sağlar? Bunun her zaman, her yerde uygulanabilir bir formülü yok. İhtiyaçlarımız ve olanaklarımızdan hareket etmek, kurduğumuz her mekanizmanın baştan yanlış olabileceğini ya da zamanla yozlaşabileceğini varsayarak her zaman mekanizmalara dair kuşkulu olmak, katılım ve üretkenliğin ne düzeyde gerçekleştiğini sürekli sorunsallaştırmak ve gerekli gördüğümüzde hızla mekanizmaları yıkıp yeniden kurmak önemli yol ilkeleri. Mekanizmalar-temsiliyet yaratırken cimri davranmak, zorunlu ve işlevsel olmayan hiçbir konuda temsilliyet oluşturmamak, birden fazla aday bulunabildiği durumlarda “seçim” değil “kura” yöntemine başvurmak, kısa süreler ve rotasyon uygulamasında ısrar etmek, geri-çağrılabilirlik gibi önlemler sistemik iktidar oluşumlarından bizleri koruyacak tutumlar olacaktır.


Özyönetim

Dar anlamda işçilerin bireysel işletmelerdeki temel karar alma sürecine doğrudan katılmalarını ifade eder.

En genel anlamda, sosyalist toplumun ekonomi, siyaset ve kültürde temel yapısıdır. Toplum yaşamının tüm alanlarındaki temel karar verme yetkisi, hem üretim hem de bölgeler düzeyinde örgütlenmiş özyönetim konseylerinde ve kurullarındadır. Özyönetim organlarının üyeleri:
- serbestçe seçilirler
- seçmenlerine karşı sorumludurlar
- heran görevden alınabilirler
- rotasyona tabiidirler
- maddi ayrıcalıklardan yoksundurlar.

Özyönetim parlamenter demokrasinin tersine siyasetle sınırlı değildir, ekonomi ve kültür alanlarına yayılır; cokmerkezleşmeye en az düzeyde koordinasyon amacına ulaşmak için doğrudan katılım ve yetki devrine önem verir.


Özerklik

Özerklik, merkezi örgüt yapısını, dolayısıyla hiyerarşiyi reddeden, gönüllü katılım üzerine kurulu, gizliliği değil açık olmayı seçen bireylerin bir aradalığıdır. Bir düşünce ve dayanışma birliğidir.

Belirli bir bölgede yaşayan halkın kendi kendini yönetebileceği yetkilerin bunlara devredildiği, diğer yetkilerin merkezi devlette kalmaya devam ettiği bir idari-hukuki yönetim biçimi.

İdari-Hukuki Özerklik Biçimleri
Bölgesel Özerklik: Bir bölgenin sadece yerel birimlerinin idaresi değil, aynı zamanda yerel olarak seçilmiş ve yasa koyucu yetkiye sahip bir yasamanın ve bunun yanı sıra bir de yürütmenin bulunduğu bölgelerdir.

Kültürel veya Kişisel Özerklik: Bu özerklik biçimi, etnik, dilsel ya da dinsel bir grubun üyelerinin bireysel olarak dâhil olduğu bir derneğe, kuruma ya da bu grubu temsil eden bir kişiye tanınan özerkliktir. Bu gerçek ya da tüzel kişi olabilir.
Bu modele örnek olarak sıkça gayri Müslimlere özerklik tanıyan Osmanlı’daki Millet sistemi verilmektedir.

Yerel özerklik, yasal ve siyasal özerkliğin tam olarak sağlandığı yerel yönetim sistemlerinin karakteristiğidir.
Yerel özerkliğin iki ana faktör tarafından şekillendirildiğini görmekteyiz.
1-      Ekonomik ve sosyal faktörler: Bu faktörler tartışılırken kapitalist ilişkilerin, globalleşmenin, fordizimden  postfordizme geçisin ve yeni teknolojinin ağırlıklı vurgulanıp, araştırıldığını görmekteyiz
2-      Yasal ve siyasi doğalı faktörler: Bu faktörler  ise kurumsal dinamikleri ve yerel yönetimlerin politik ve yasal statülerinin çalışılmasını ağırlıklı olarak gündeme getirirler.
 Yasal ve siyasal özerklik bağlamında  yerel özerkliğin farklı ülkelerdeki seviyeleri:
1-      Yüksek Özerklik Kategorisi:  Yasal ve Siyasi Özerkliklerin garanti altına alınmış olması- İspanya, Almanya
        2- Orta Yerel Özerklik Kategorisi:
a)            Siyasi özerkliklerinin yüksek fakat yasal özerkliklerinin çok yüksek olmaması- Fransa, İtalya ve Amerika Birleşik Devletleri
b)           Yüksek yasal fakat düşük siyasal özerklikler- , İskandinav ülkeleri
           3- Düşük Yerel Özerklik Kategorisi:
a)            Yasal ve Siyasal Özerkliklerin güvence altına alınmaması- Kanada, İngiltere
b)           Türkiye’de müştericilik ve hemşehrilik ilişkileri yaygın olduğu halde, yüksek siyasal özerkliğin varlığından bahsedemiyoruz çünkü bu ilişkiler Page ve Goldsmith’in araştırmaları sonucunda, Akdeniz ülkelerinde buldukları fonksiyonları yerine getirmekten çok, genellikle özerkliğe zarar verici, eşitliksiz ve yolsuzluğa sıkça yol açan ilişkiler olarak tanımlanabilir. Bu değerlendirmelerden sonra, Türkiye yasal ve siyasal özerkliğe sahip olmamasından dolayı, düşük yerel özerklik kategorisinde tanımlanabilir.


Federasyon

Federasyon, coğrafî yapılarına göre oluşmuş birden fazla devletin kendi istekleriyle bir araya gelerek dışarıya karşı tek bir siyasal güç olarak görülmeleri ve bu amaçla kurdukları örgütün, kendisini oluşturan devletlerin üzerinde olması; iç işlerinde ise, gene aralarındaki anlaşmaya göre geniş veya dar ölçüde özerk olmaları ile oluşan topluluk.

Federal devlet bu anlamda iç yapıları itibariyle özerk olan devletlerin (federe devlet) oluşturduğu siyasi bir birliktir. Federe devletlerin her biri kendi ülkesine, anayasasına sahip iken diğer devletlerle olan ilişkilerin düzenlenmesinde yetki federal devlete aittir. Bununla birlikte federe devletlerin içinde kendi yasama, yürütme ve yargı organları da vardır. Fakat yasalar üst devlet (federal devlet) kimliğine ait anayasaya aykırı olmama koşulu taşır. Federe devletler iç güvenliklerini sağlamak amacı ile kendi polis teşkilatını kurabilir ve farklı yargılama hususları belirleyebilir. Bir federe devlet için suç teşkil eden bir yasa diğer devlet için suç teşkil etmeyebilir. Farklı federe devlet yasalarının uygulanmasında çoğunlukla bulunulan yer göz önüne alınır fakat uygulamada kişilerin hangi federe yapıya bağlı bulunduğu hususuna göre de hareket edildiği görülmektedir. Bu durum ülkeden ülkeye ve özerklik genişliğine göre farklılık taşımaktadır. Yine uygulamada görülen başka bir durumda dolaşım esnasında olan vatandaşın çelişen yasalara muhatap kalması durumunda üst anayasa kanunlarının geçerli olabileceğidir


Hiyerarşi

Hiyerarşi, bir toplulukta veya bir kuruluşta yer alan kişileri alt-üst ilişkileri, görev ve yetkilerine göre sınıflandıran sistemdir.  Topluluk halinde yaşan canlılarda grup davranışları vardır ve bu sosyal bir davranıştır. Bu davranış grup içinde dayanışmayı arttırır ve türün evrim sürecinde baki kalmasında avantajlar sağlar. İşbirliği, yarışma, oyun, savunma, iletişim meydana getirir ve bir hiyerarşi oluşturur.
Otorite seviyelerine göre bireylerin organizasyonuna sosyal hiyerarşi denir. Hiyerarşi bir ast-üst ilişkisi getirdiği gibi belirli bir özdenetim de sağlar.

Hiyerarşi biçimsel demokratik süreçler incelenirken genel olarak eşitsizlik yaratan olumsuz bir unsur olarak ele alınır. Buna karşılık bir politik program çerçevesinde etkinliklerin sürdürülmesi için faydalı ve zorunlu olduğu da vurgulanır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder