13 Haziran 2014 Cuma

'Gezi'nin Bakiyesi' Çalıştayı 2 - Özyönetim ve Demokrasi - Notlar

'Gezi'nin Bakiyesi' Çalıştayı 2 - Özyönetim ve Demokrasi - Notlar

* Tartışma eksenleri

Gezi'nin Bakiyesi çalıştayının ikincisi 8 Haziran günü Don Kişot Evi'nde gerçekleşti. Özyönetim ve doğrudan demokrasi başlıklı çalıştayda, birkaç tartışma ekseni öne çıktı.

-Demokrasinin salt teknik değil aynı zamanda politik bir mesele olduğu belirtildi. Özyönetim, özörgütlenme, denetim, özerklik gibi kavramların işlevleri ve eksikleri konuşuldu. Bir eğilime göre forum, bostan ve işgal evleri sınırlı da olsa belirli alanlarda özyönetim uyguluyor.

-Pek çok konuşmacı bir forumun kimlerden oluştuğu sorusunun altını çizdi. Bunu forumun kendini tanımlama ihtiyacı şeklinde dillendirenler de oldu. Bu bağlamda forumların mahalleyle ilişkileri tartışıldı; bir kopma / içe kapanma tehlikesine dikkat çekildi. Bir arkadaş bunu forumların 'inisiyatif'e dönüşme tehlikesi olarak dillendirdi. Bir diğer arkadaş ise her forumun / işgal evinin ana mekandan dışarı doğru etki alanını ölçmesi önerisiyle geldi.

-Bu bağlamda yeni insanları katmanın önemine vurgu yapıldı: Bazen bir işgal evinin kapısının dahi dışarıdakiler için aşılması zor bir eşik olduğu belirtildi. Çalışmalara daha sık zaman ayırabilen arkadaşların ayıramayanları dahil etme noktasında sorumluluğu olduğu ifade edildi.

Bir katılımcı, işgal evlerindekiler pek fark etmese de pek çok forumun sönümlenmeye yüz tuttuğuna dikkat çekti. Bu nedenle forumların nasıl yeniden canlandırılacağı meselesinin önümüzde durduğunu belirtti.

-Bir eğilime göre, forumların mahalli demokrasiyi inşa etmesi için öncelikle kentsel dönüşüm kaynaklı yerel sorunlara (Haydarpaşa, Marmaray vs.) odaklanması gerekiyor.

-Bir diğer tema ise ülke gündemindeki aciliyet taşıyan gelişmelerle ilgiliydi. Bazı katılımcılar bu tür durumlarda acilen inisiyatif almamız gereğinin altını çizdi; bu nedenle de, kurulan çalışma gruplarına güvenilmesi gerektiği vurgusu yaptı. Bu bağlamdaki sert eleştirilerin inisiyatifi kırabildiğini belirtti. Bazı katılımcılar ise bu tür gelişmelere acilen refleksif tepki vermemiz gerektiği hissinden çıkmamız gerektiğini dile getirdi. Bunun bizi bir 'negatif politika'ya sıkıştırabileceği, asıl işimiz olan özörgütlenme / mahalle örgütlenmesinden uzaklaştırabileceği belirtildi.

-Bu bağlamda forumların karar alma mekanizmalarının netleşmesi gerektiği de ifade edildi. Kişilere çeşitli çalışmalarda inisiyatif tanımanın önemli olduğu söylendi; ancak bunun bir 'emek hiyerarşisi' (ne kadar emek, o kadar söz hakkı) yaratmasının önüne geçmek gerektiği vurgulandı. Geri çağırma mekanizmasının önemi sık sık dillendirildi. Michael Hardt'ın da bahsettiği 'liderlik gibi olmayan liderliği' oluşturma meselesi konuşuldu.

-Bir katılımcı Kadıköy forumlarının bu süreçte öne çıktığını ve dolayısıyla sorumluluk alması gerektiğini ifade etti. Forumların ortak web sitesi oluşturması önerisi geldi; ayrıca İspanya, Yunanistan gibi ülkelerden katılımcılarla bir uluslararası forum / sosyal forum düzenleme fikri ortaya atıldı. Yine sonbahar ortalarında bir festival düzenlenmesi de önerildi. Ancak, sosyal forum ve festivalin şu andaki halimizle bizi aşacağını belirtenler de oldu.

-Herkesi bu temalardan hareketle daha fazla yazmaya ve tartışmaya davet ediyoruz!

* Konuşmalar:

-Kadıköy bld. gelip ‘meclis’e davet ederse sıkıntı olur. Bu yönetimin-iktidarın parçası olamayız. Belediye vs. den bağımsız olmalıyız.

-Lübnan: aşiret > Özyönetim hangi koşullarda geçerli? Köy > ayrılmak isteyebilir. Din, dil vs. üzerinden. Devletin gözünde eşit olacak mı? Her demokrasi diktatörlüktür. Alternatif iktidar tanımı > bayrağımız farklı olmalı.

-Forumlar aslında eylem tarzımızı belirlemek için oluştu.
1. Kendi eylem biçimimizi kararlaştırdığımız forumlar.
2. Kadıköy’de kent mücadelesi verirken yapılan forumlar. Özdenetim yapmaya çalışıyoruz. Baskı grubu > yerel yönetimi denetim
3. Müşterek alanlar > aslında tüm karar mekanizması biziz > küçücük de olsa özyönetim örneğiyiz.

- Öz örgütlülüklerimizi nasıl geliştireceğiz? Ancak özdenetim yaratabiliriz. Ortaklaştırılmadan özyönetim olmaz. Ör: Fabrika ‘burası özel mülkiyetim’ diyebilir kirletip.

- Gezi tam bir demokrasi örneğiydi. ‘Yapıcam’ dedi yaptırmadık. Bu demokrasinin ta kendisiydi. Mahallemizde ise demokrasiyi örgütlemeliyiz. Mahallemize yönelmeliyiz. Kadıköy sorunlarında boğuluyoruz. Projeler çok vahim. Ne ses çıkarabiliyoruz?

Ör: Acıbadem yangın çalışması, Caferağa M. Ayvalıtaş meydanı çalışması, Tuğlacıbaşı… Belki mahallemizde demokrasiyi sağlarsak İstanbul’a da yansır. Çok iyi bir yere gitmiyoruz. Tartışmamız gerekiyor.

- Caferağa meclis > forum > dayanışma olarak evrildi. 80 öncesi Fatsa vs. gibi örnekleri vardır. Hedefleri yerine getiremiyor. Kendi içine kapandı. Film gösterimi vs. vardı ortadan kalktı. Dışarıda ne varsa ona refleks gösterme başladı. Diren Kadıköy eyleme saat 5:00 te çağırıyor. Çalışanlar katılamaz. Ötekileştirme var. Demokratik olmayan yanımızı ortaya çıkarmamız gerekiyor. Film güzel fikir. Atölyeler duyulmuyor fazla.

- İş yükü ve sorumluluk çok fazla. Demokrasi bizi kilitliyor. Bazen acilen bir şey yapmak gerekiyor. Siyasi örgütler yeterli olmuyor. Alternatif bir şey ortaya koymamız lazım. Devlet nefes almadan her gün öldürüyor. Ben başka taraftan yaklaşıyorum > acil refleks geliştirmek istiyorum. Forum toplantıları > refleks geliştirenleri dışlamamalı. Başka çözüm yolları bulunmalı.

- Herkese söz hakkı veren sistemden bahsediyorsak bu zorlu bir şey. Problemler gelişkin olursa çözüm de gelişkin olmalı. Doğrudan demokrasi salt teknik mesele değildir. Metodlar çok geri > temsili demokrasi. Güdümlü > hedef için temsillerin gelişmesi sıkıntılı. Hızlı kararlar da olmalı. Mekanizmalar oluşturmalı. Forum tartışması > teknik sorunlar. Kocaman açık forum olmalı mı? Ayrı toplantı alınabilir. Katılıma açık olmalı. Müdahale şart. Etik problem: foruma gelmeden eleştiri yapmak. Belediye, yönetimi, iktidarı tartışmadan bunu yapamayız. Toplantıya gelmeden toplantı sonuçlarının ciddi eleştirilmesi doğru değil. Caferağa her hafta film gösterimi yapıyor.

- Üniversite forumlarına katıldım. Eylem > Bilgi Üni forumu toplanmadı. İnsiyatif almış kişiler vardı. Fakat forumları gözlemledim > ‘biz’ ve insiyatife dönüşme sorunu > bu mekanizma yerine benzer/ortak fikirleri olan grup olmalı. Varolan siyasi yapılardan çok da farklı değil henüz. İnsiyatif mi olacağız? Mahalle adına söz söyleyen ama mahallenin dışında mı olacağız? Yoksa toplumsal bir alan mı yaratacağız?

- Doğrudan demokrasi olduğuna katılmıyorum forumların. İktidar ilişkisi tanımı üzerinden faaliyet yürütüyoruz. Tanımlarımız gitgide daraldı. İktidar ilişkisi bir şekilde ortaya çıkıyor. Caferağa önce forumda karar alıyor. Lice’de katliam yaşanmış > acil karar alınması gerekiyor. Forumlar gelenler, iş nedeniyle gelemeyen.. Daha çok emek harcayanların daha fazla söz sahibi olması. Rotasyon ve geri çağırım > bunların farkında olmalı. Tanımı netleştirdikçe sorun oluyor > çok net tahammülsüzlük örneği olabiliyor. Algısal düzeyler farklı olabilir. Farkındalık vs. yaratarak bu algıyı değiştiremeyiz. Emek üzerinden çözüm olmalı. Forumlar karar alma mekanizması. Lice için mutlaka forum kararı olmak zorunda değil ama ‘Caferağa Day.’ demek de zorunlu değil.

- 1 yıldır birliktelik önemli başarı. Forum sorunları çok basit şeyler aslında. Acelecilik: karar almakta zorlanıyoruz. Foruma katılmayıp mail grubunda tartışma> bunlara tahammül edilmeli. Hiyerarşik tavır içine girilmemeli emek üzerinden. Eleştirelim ama gel katıl sen de diyelim. Birlikte iş üreterek aşarız. Çok yüce hedeflere gerek yok. Kendi yatağını derinleştirecek hedefler. Tütün Deposu’nda sergi > Acının iki yüzü. Öldürülen asker ve gerilla aileleri. Burada izlenmeliydi. Bu sergiyi buraya taşımalı. Caferağa Evi’nde. Gezi’ye de uygun. Ayvalıtaş Meydanı’nda da olmalı. Bu iş birlikte yapılmalı. Çevremizi dönüştürebiliyor muyuz? Müdahale etme dahil ol.

- Bu çalıştayın varlığı bile diyalektiğin sonucu. Eleştirme ve analiz etme refleksi göstermek > çok sevindirici. Pratik doğru okunuyor. Dev bir sorun yumağı değil bence. Caferağa > alternatif yaratmanın çok kolay olmadığı bir bölge. İşimiz zor. Kişisel vicdan devreye girmeli. Eylem > demokratik mekanizma sorununa çok takılmamalı. Eylem baltalanmamalı. Demokrasi çok hoştur diyemeyiz. Koşullardan bağımsız bir tanım olamaz.

- Forumların sorunları > karşı işgal. Devletin olmayan siyasi bir alan açma imkanı. Müşterekleşen siyasi alanlar bizzat forumlar tarafından işgal edildi. O alanın sahibi gibi davranıyoruz. Temel problem buradan. Herkes için olmasında zorlanıyoruz. Devlet her birimizin içinde var ve bunu tekrar ediyoruz. Aciliyet / negatif politikaya hapsolduk. HES’ler, Lice… fikir tartışması yerine bunları aciliyet üzerinden sıralıyoruz. Tek siyasi faaliyetimiz eylem çağrıları. Özyönetim / öz örgütlenmede bu negatif politika devreye giriyor. Belediye üzerinden kendimizi tanımlamamlı. Denetlemeyle başlayıp yönetimde yer almaya kadar gidebilir. Sadece teşhir etmek değil. ‘Kirlenmemek’ adına bundan kaçınamayız.

- Emek hiyerarşisine katılmıyorum. Emek değil iş üzerinden olmalı. Eylem biçimleri sadece sokaklara çıkmak değildir. Lice önemlidir. İnsanlar arasına karışalım > bilgilendirelim. Bunları konuşmalı ve enerji harcamalı. Kim ne enerjisi varsa ona katılsın.

- Dişliler aynı yöne gitmez. İrili ufaklı dişliler > yağlanabilir. Özeleştiri: Mahalle ve esnaftan uzaklaştık. Bölge bölge yayıma olmalı. Basamak basamak > temelden, esnaftan başlanmalı.

- Sadece forum toplantılarına katılarak mı ilişkilenme olabilir? Hepsi değerli. Açık davranmalı > yüzünü görmesek de yakın hissedebilir. Acil eylem ruh hali: teatral sahnele mi oldu forumlar? Aciliyetten uzaklaşmak demek Lice’den, Soma’dan uzaklaşmak değil Boğaya eylem örgütlenmenin forumu olmamalı. Yaşadığımız yerlerde gündemleştirmeli. Zayıf eylemlere doğru gidiyor. Forum bence zaman kaybı değil. Forumda çok zengin bir şeyler çıkabiliyor. Soma’da örneğin çok güzel fikirler çıktı.

- Bu forum ‘Gezinin Bakiyesi’ bile çok değerli. Bir tarihin özneleri tarafından tartışılması çok değerli. Birarada olup fikir tartışmak çok değerli. Gezi öncesi > kendimizi refleksif olaylara tepki gösteren canlı organizmalar gibi tanımlıyorduk. Muhasebeyi çıkarıyor ve fikir tartışıyorsakk bu çok değerli. Kadın sorununu kadınların, Kürtlerin kendilerini tartışması, çocuklara söz verilen bir forum. İnsanları karar alma mekanizmasına katmalı. Emek hiyerarşisi tehlikeli. Kapalı kapılar ardında karar alınamaz. 14 Temmuz yıldönümü : uyarıları dikkate almalı. (Yel değirmeni ve Caferağa için) Mahallede ne kadar etkimiz var? Üç sokak ötesindeki sorunu bilmiyorduk. Bu konuda ayrı forum olabilir.

- Eşit olduğumuzu biliyoruz ama pratiği nasıl çözeceğiz? Sanki o eşitlik algısı herkese yayılmıyor. ‘Tahammül’ kelimesi ‘hoşgörü’yü getirir – tehlikeli bir kelime. Özneyi olduğu gibi kabul etmek yerine ‘tahammül’ etmeyi > üstten bakar şekilde koymamalı. Emek: Doğal iktidar olmamak için bireyler de kendilerini geri çekmeli.

- Egemenlik ilişkileri > konsey, sovyet vs. Ölçek büyüyünce ister istemez temsiliyet geliyor. Ufak sorunlar deyip geçemeyiz. Çözmemiz gerekiyor. Başarıların ve sorunların dökümü yapılmalı. Önceki örnekleri de tartışmalı : komün hayatı, LGBT… Farklı referanslar çıkarabiliriz.

- Öz örgütlenme. Burası, ütopyadan heterotopyaya dönüşmek üzere. Sorunlar kendini gösteriyor. Nasıl kurumlaşırsak öyle örgütleneceğiz. İktidarlaşmalar süreci de bununla ilgili. Burası kent demokratik deneyimi. Sorunların aynılaştığı bir yer değil. Emekçi biri gelemeyebilir – farklı sorunlardan dolayı katılamayabilir. Ekonomik sorunlarla birlikte kent meselesini düşünmeli. İktidarlaşmayı engeller bu durum. Duyarlılık – duygulanım üzerinden hareket ediyoruz. Bilgi birikimi olarak da iktidarlaşma tehlikesi var. Ancak gelebilenler karar alır yoksa.

- Geçen seneki süreç devam ediyor. İyi bir noktadayız. Sorgulamalar bizi panikletebiliyor. Somut örnekler: ABD de Cumhurbaşkanı’nı eleştiriyor. Amasya > park eylemi. Mezuniyet töreni > Soma baretleri. 12 eylül yasaları devam ediyor. Çözüm çıkar mı? Bilmiyoruz. Bu başlangıç. Heterojen yapı. Türkiye’nin geneli > sistematik olarak eğitimsiz bırakılmış halk.

- eleştiri – karar alma mekanizması. Yoğurtçu > rotasyon noktasında hep tıkandı. Çağrı yapılınca gelinmedi ve çağrıyı yapanlar da geri çekilmedi. Emek yoğunluğu üzerinden hiyerarşi de bundan. Mahalle forumları sönümleniyor. Acıbadem üç kere bölündü. Yangın çalışması > kapı çaldık. Sokak sokak çalışmalı. Veli ve öğrencilere internetten ulaşamayız. Sokak çl. Olmadan dayanışmayı büyütemeyiz. Refleks tepki > Gazi mh. Gibi. Polis hazır > boşa düşürmeli.

- Perşembe Soma’nın 1. Ayı olacak. Film gösterimini bu Perşembe’ye alalım mı? Caddebostan Tarım İl Müdürlüğü arazisi özeleştiriliyor. Çarşamba günü basın açıklaması saat 12:00’de. Hastane inşaatı: içerdeki hastalar varken haftaya eylem olacak. Sosyal medyadan duyurulacak.

- Dans sanatçısı. Geziyle ilgili dans şeklinde eylemler. Soma ile ilgili görüntüleri eyleme dönüştürebiliriz. Dans gösterisi > Likit politika: Çarşamba 20:00’de karga’da ücretsiz gösterim yapacak. Abbasağa’da vs. gerçekleştirmiş. Kurumsallaşma ihtiyacı var mı? Ters yüz adam > soyunarak kırmızılı kadına dönüşüyor. TOMA’nın önünde de yaptım > bir şey yapmadılar. Yaratıcı yöntemleri zorlamak istiyorum. Tek başıma yapmak istemiyorum. Sadece yürüyen insanlar bile etkili. Yaratıcı eylemler organizee etmek isterseniz benimle iletişime geçebilirsiniz. Kapitalizmden çıkmak istiyorum ama kirayı ödemem lazım.

- Forumlar sadece söz hakkı veya karar alma mekanizmalarının konuşulacağı yer olmamalı. Eylemler temelinde örgütlenme var. Birlikteliğin sürmesi için eylemin sürmesi gerekiyor. Yel değirmeni iş üzerinden örgütleniyor. İş içinde devamlılık. Peyzajlaştırma > bu matematiksel hesaplar bunu doğurur. Temellerini bildiğimiz > dayanışma örneklerinden feyz alalım. Gezinin ruhu komündür. Gezinin ruhu aynı zamanda bunun yönetsel biçimini kurmaktır. Mahallemizde Kev diye bir dayanışma biçimi var > kahveden kaynaklı. Anadolu’da insanlar nasıl dayanışıyorlar? İmece, mogdanlık, totem, ortak ürün > kurallar semahi, yeni örnek Siverek vecd. İnsan olarak durduğumuz yeri birbirimizle kurmalı. Uzak durarak bir yer varamayız. Bütünlüğümüzü talep ediyoruz. Sadece diğeri için değil, insan olmanın talebi. Ortak kasalar mı kuracağız? Birbirimizle birlikte olalım. Yakın arkadaşarla kalmayalım.

- Gündem değişti. İnsanlarda bu bilinci nasıl yaratacağız? İkincisi > kendi içimizde dayanışma kurabilme > demokratik ilişkiler oluşturulabiliyor. Caferağa > karar mekanizmasında bulunuyoruz. Karanlığa ulaşamama durumu. Gezi’de ertesi gün işlerimizde döndük. Sönümlenme olacaktır. Mahallemizde, işyerlerimizde net bir şekilde kurabiliriz. Kooperatif önerisi çok önemli. Ortak mutfak önemli. Çalışan atölyeler > karar mekanizmasında aktif olanlar değil, ihtiyaç sahipleri. Aylardır devam ediyor. Bu önerileri teşvik etmeli. Bilinçli olarak geride durmayı önemsemek lazım. Diğerlerini teşvik etmek > adımlarımızdan olmalı.

- Kadıköy’de tüketim kooperatifi çalışmasına başladık. Yerel üreticiyle dayanışma > durdu. Sorumlulardan biri benim. Benzer sorunlardan > toplantı organizasyonunda sorumluluk aldım. Koop. Çalışması iç sorunlarla birlikte durma noktasına geldi. Aşırı insiyatif > iş yürüsün diye. Tüketim > ortak mutfaklar > süreçleri organize ederken dikkatli ve sorumlu olmalı. Özeleştiri veriyorum. Meksika > Oaxaca halk meclisi. Bireyler de katılabiliyor. Uzlaşma yöntemi.

- Bazen acil refleks göstermeli. İş cinayetleri ve emek sömürüsü adına. Sürdürülebilirlik önemli > eleştirilerden feyz almalı. Mahalleye çıkma > dayanışmayı gördükçe yönleniyorlar. Gezi’den önce yalnızlık > mesaiden kafayı kaldıramıyorduk. İnşaat sektörü > Pazar günleri dahil sabahlama. Oturup konuşamıyoruz. Kent / rant dönüşümü > mesainin parçası. Öz örgütlenme olmalı. Yerel / yakın çevre örgütlenmesi yaparken geniş müşterekleri unutmayalım. Hemşehrilik dayanışması daha önemlidir. Lazım ve o sayede bulunuyorum işimde. İkisi beraber olmalı. Büyük perspektifte kaybetmeyelim.

- 1 aydır dahil oldum. İşten vs. dolayı. Sürekli katılamayacak, enerjisi düşük insanlar olarak ‘Naapacağım, ne kadar etkili olabilirim’ soruları var. Yakınlaşmamızı engelliyor. Merkezileşme > ikinci zorluk. Sınırı geçmek gerekiyor. Kapıdan girmeliyim > çekingenlik. O kapıyı nasıl daha fazla açabiliriz, sınırı kaldırabiliriz? Emek hiyerarşisi sorunu > üç haftada bir gelmek de kabul edilebilmeli.

- Otonomi, özerklik fikri ilgi çekici. 15 yıl önce bunları konuşmak mümkün değildi. Hayatın yeniden örgütlenmesi > kapitalizm bir ilişki ve üretim biçimi. Burada mikro düzeydeki dönüşüm makro düzeye yansımayabilir. Sadece dayanışmaya odaklanmakla kalmamalı. Kriz > 2001 > aile dayanışması olduğu için, köy usulü ilişkiler sayesinde ayakta kalındı. Diğer örgütlerle de ilişkili olmalı. Oy kullanma önemli. Azınlık – çoğunluk ayrılığı çıkması çok da kötü değil. Ayrılıkla birlikte biraradayız. Konsensus > aktif bireyler > istemeden de olsa yönlendiriyor. Her kişinin önerisi oylanabilmeli. Daha sağlıklı olur. Çok tartışmamış olsak bile evet ya da hayır diyebilmeli. Eşitlik > herkesin iradesi eşit olmalı. Otonomi, özerklik heyecan verici ama kamusal alan mücadelesi olmalı.

- Net bir şeyler çıkmasa da iyi. Dil önemli > ezbere başlama olunca, bitmeye başlıyor. Arayan ve başka bir şey bulmaya çalışan dil var ve bu çok önemli. Karar alma süreçlerinde kim daha çok etkileniyorsa onun yer alması ve bunun sorumluluğunu üstlenmesi lazım. Bunun mekanizmaları kurulmalı. Kapıdan girmek kolay değil. Birçok insan Geziyi destekliyor. Fakat mahalle dayanışmalarına gelmeyebiliyorlar. İçe kapanmayı aşmalı > o kapıdan nasıl girecekler? Bu mekanizmaları bulmalı. Önce işleri tanımla > sonra mekanizma ve yöntem dene. En başından beri kuşkulanmamız da lazım. Gerçekten katılım oldu mu? Rotasyon oluyor mu? Üretkenlik oluyor mu? Sürekli test etmeli. Kararlara gelemeyenleri de katacak yollar bulmalı.

- Oylama > işimizi kolaylaştıracak bir şey olsa da. Türkiye> Müslüman Türk Erkek. Burada> Solcu Erkek kazanır. Şimdiye kadarki siyasi yöntemlerden farklı olmalı. Aciliyet / süreklilik karşıtlığına katılmıyorum. Kişisel tepkilerimiz ve kolektif tepkilerimiz çarpışmamalı. Kişisel olarak varolmamalı demiyorum. Birimize acil gelen diğerimize daha az acil gelebilir. Acil cevaplar üretmek gibi özel zorunluluğumuz yok. Politik işlerin gerektirdiği eylemler üretebilir. Sloganı, sokağı da içerebilir ama başka şeyler de olabilir.

- Oylama yapan dayanışma var mıdır? Cevap: Hayır.

* Üçüncü çalıştayın teması ne olsun?

- Podemos – İspanya. Sorunlar vs. yaşadılar. Onlardan iki kişi getirip Yoğurtçu’da etkinlik yapabiliriz.

- Çalıştay- biçimini tartışmalı. Gezi başarılı mıydı, başarısız mıydı? gibi tartışalım.

- Podemos’tan bahseden arkadaşın önerisi heyecan verici. Michael Hardt’ın dediği gibi bize hem önem addetti, hem de soruna değindi. Hardt > hiçbir şey olmamamız gerektiği gibi sınırlar olmamalı. Yeni bir toplumsal formasyon olmalı. 5 yıldız hareketi, Podemos gibi hareketler. 5 yıldız > sosyal medya önemli. Bu deneyimler kısa vadede sonuç verir hale geldi. %27 oy – gibi şeyler heyecan verici. Böyle örnekleri konuşmak bence daha verimli yöntem konuşmaktansa. Hiç ufkumuzun görmediği şeyler duyabiliriz. Temmuz gibi gelsinler.

- Sıradan insanı örgütlemek gerekiyor. Kimse bunu nasıl yapacağımızı bilmiyor. İlkesel bir uzlaşma yaşıyorsak – süre koyalım önümüze ve bunu yeni çalıştayda düşünelim. Alternatif eylemler, mahalle ilişkisi, diğer ülkeleri vs. de katarak böyle bir çalıştay yapalım.

- Önerim devam etmemiz. Yurtiçi örnekleriyle ilgilenen arkadaşımızın çalışmaları, bizim ve yurtdışı örnekleri > somuta dönüşecek bu çalıştay.

- Gezi’nin başarısızlığına baktığımızda, sınıfsal olarak bütünleşmeme eleştirisi var. Mahallelerdeki ücretlilik ilişkisi > gidip fabrikada çalışan işçilere ulaşmak değil de, Yeldeğirmeni’ndeki ücretlilik ve emek süreçleri ile ilgili çalışma yapılmalı derim.

- Acil > içe kapanma tehlikesi ve otonomi tehlikesini de tartışmalı. İşgal evi üzerinden vücut bulma > bu mekanda tartışırken gözardı ediyoruz > forumlar sönümlendi. Kooperatifi konuşmak yerine bunu konuşmalı Üsküdar vs. İşgal evi ortadan kalkarsa dayanışmanın zemini de ortadan kalkabilir. Mücadeleyi büyütmeli.

- Karşıdan geliyorum. Kadıköy forumları tarihsel önemi olan bir şey yapmakta. Bu tartışmalar biçimlendiriyor. Kooperatif vs. stratejinin aslında parçaları. Tartışmayı başka forumlara sızmayı sağlamak için > anonim yazılarla sanal mekan inşa etmeli. Aralarda da katılım olmalı. Web ortamı olmalı. Ortak hareketin stratejisini beraber tartışmalı. İtalya, Yunanistan, Mısır’daki akımların temsilcilerini çağırmalıyız. Enternasyonal ayağı olan > tüm dayanışmaları çağırmalı. Sosyal Forum olabilir. Diyarbakır, Van, Amasya… da gelmeli. 360 gündeki bağları da kurmalı. Düzenli çalıştaylar > mücadelenin kurucu öğeleri. Yaşadığımız sorunlara çözüm üretmeye aday olan tek yer aslında burası. Stratejiyi kuracağız.
2010 Avrupa sosyal forumundan ne farkı var? > Deneyimlerden yola çıkıyor. Alçakgönüllü olalım > herkesi kapsamak zorunda değil.

- İki öneri 1. Teorik çerçevesi olan çalıştay 2. Mahalle pratiği tartıştığımız çalıştay. Güven ortamında şekillendik. Çok geniş tartışmaları sürdürecek pozisyonda değiliz. Kendimizi geliştirmeli ve Çalışma Grubu’yla sürdürmeli. Hardt önceden söyledikleriyle çelişen şeyler söyledi. Yaşanılan meselelerden yola çıkarak tartışma kanalı açarsak iyi olur. Toparlanmaya ihtiyacımız var henüz.

- Varolan tartışmaların dışına çıkmayı istemiyoruz. Katılımı dert ediyorsak yöntemi de dert etmeliyiz. Ben Göztepe forumundanım. Özgürlük ve ani karar alma anlayışı üzerinden fikir ayrılıkları oldu. Bu kavramları tartışmış olsaydık daha iyi olurdu. Katılımı sağlamanı tek yolu insanları karar süreçlerine katmaktır.

- Önceki konuşmalar > Gezi’den sonraki sönümlenme. Hareketi büyütme adına yapılacak işler. Bence her konuda Çalışma Grubu oluşmalı, olgunlaştımalı, buraya sunmalı. Hareketi büyütmek ve Mahalle örgütlenmesi > başlı başına çalıştay konusu. Öneri: Nasıl daha fazla mahalleliye ulaşırız ve hareket nasıl büyütülebilir?

- Öncelik > kendi dayanışma faaliyetlerimiz. İspanya, Yunanistan, İtalya’dan gelenlerle yaparsak arkeolojiye kaçabiliriz. Öyle bir çalıştayı yapabilmek için önce kendimizi varetmeliyiz.

- Olgunluğa gittikçe yaklaşıyoruz. Sosyal forumun tek öznesi burası olamaz. Ancak 6 ay içinde gibi olabilir. Daha gelişmeye ve olgunlaşmaya ihtiyacımız var. Sosyal foruma kalkışırsak biraz dağılabiliriz. Eylemek ve örgütlenmek üzerine gidebiliriz.
- 1 sene önceki şeyler tekrar yaşanabiliyor. Moderasyon kızabiliyor. Uzunca bir süre bu yüzden sessiz kalınabiliyor. Burada değildim > daha önce çok aktiftim. Benim gibi birçok insan kendi sanal dünyasına döndü. Elini taşın altına koyanlardı. Ulusalcı, Kürt milliyetçisi… pek çok eğilimden kişi vardı. Onlara tekrar dokunmalı, onlara ulaşılmalı. Destek vermiş insanları toplayabilirsek başkalaşabiliriz. (Soru: Sizden başlayalım > neden gittiniz?) İş yoğunluğu ve dilin ötekileştirici olması. İşleri hızlandırmak için koordinasyon kuruluyordu fakat uygulamada çok fazla çalışmak zorunda kalıyorduk.

*Üçüncü çalıştayın konusu, ‘Mahalle Örgütlenmesi’ olarak belirlendi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder